Fecr Medya

#YeniTercüme NEBİ İLE RASUL ARASINDA Kİ İKİ AYIRT EDİCİ TEMEL FARK: Bunlardan birincisi: Rasul, yeni bir şeriatla gelir. Nebi ise, kendisinden önceki rasulün şeriatıyla gelir. İkincisi ise: Rasul, (sadece) müşrik olan bir kavme, Nebi ise mu'min olan bir kavme de gelebilir. (Bu), Nuh عليه السلام rasullerin ilki mi yoksa öncesinde de rasuller var mıydı? (Sorusuna dayanır). Şefaat hadisinde şöyle geçer: "İnsanlar mahşer gününde Adem عليه السلام'a gelirler ve "Sen insanlığın babasısın..." Derler. Adem عليه السلام "Nuh'a gidin! Çünkü O, rasullerin ilkidir." Der. Bu hadis, Nuh عليه السلام'ın ilk rasul olduğuna dalalet eder. Fakat burada bir kafa karışıklığı olabilir. Çünkü Nuh عليه السلام'dan önce Adem, Şit ve İdris عليهم السلام vardır. Nasıl olur da Nuh عليه السلام ilk Rasul olabilir!? Bu durum Adem, Şit'in nebi mi yoksa rasul mu olduğunun bilgisine ihtiyaç duyar. İlim ehlinden bir grup, Adem عليه السلام'ın da rasul olduğunu şu ayete binaen söylemişlerdir: "Şüphesiz Allah Adem'i, Nuh'u seçmiştir. [Ali İmran/33] إصطفى/ seçti kelimesi, risalete delildir demişlerdir. İkinci görüş ise Adem'in, Nebi olduğuna dairdir. Buna dair de şu delilleri zikretmişlerdir. İmam Taberani ve Hakim'in rivayet etmiş oldukları Ebu Umame hadisinde: "Rasulullah صلى الله عليه وسلم'e Adem nebi miydi?" Diye soruldu. Bunun üzerine Allah Rasulu: " Evet O, Allah'ın kendisiyle konuştuğu kimsedir." Buyurdu. Yine delil olarak şefaat hadisinin, mefhumu muhalifinden Adem عليه السلام'dan önce rasul olmadığı anlaşılır demişlerdir. Nefis ikinci görüşe daha çok meylediyor. Nuh, rasullerin ilkidir. Racih olan görüşte budur. Nuh nebilerin ilki değildir. Ondan önce ise üç nebi gelmiştir. Bunlar; Adem, Şit ve İdris عليهم السلام'dır. 🖊️ Allame Şeyh Ali bin Hudayr el Hudayr فك الله تعالى أسره ✧══════•❁❀❁•══════✧           ✦ @fecrmedya_2 ✦

#YeniTercüme "BİRİNE LÂNET OKUMAK İLE BİRİNİ LANETLİ ADDETMEK ARASINDAKİ FARK?" Allame Şeyh Ali bin Hudeyr (Rabb'im onu korusun esaretini çözsün) şöyle demiştir: "Lanet ceza isimlerindedir. Ceza isimlerinde ise kaide şudur: Şartlar oluştuktan ve maniler kalktıktan sonra cezayı hak edene ceza ismini ilhak etmek caizdir. Muayyene lanet okumanın caiz olduğunu gösteren delillerden bazıları şunlardır: Sahih'inde geçtiği üzere Rasûlallah (sallallahu aleyhi ve sellem) esir alınmış bir hamile kadının bulunduğu bir çadırın önünden geçtiğinde şöyle diyor: "Ona (sahibine) öyle bir lanet okuyacaktım ki, o lanet onunla beraber kabrine girecekti." Rasûlallah (sallallahu aleyhi ve sellem) ise ancak doğru olanı yapmak ister. Bu adam muhakkak bir günah işlemiş olmalı. Yine sahih'inde geçtiği üzere Arabîlerden bir gruba Rasûlallah (sallallahu aleyhi ve sellem) lânet etmiştir. Yine Tebuk gazvesinde münafıklardan birisine lanet etmiştir. Yine selef Cehm bin Safvan’a, Amr bin Ubeyd’e ve Haccac es-Sekafi’ye lanet okuyorlardı. Cezai hadisler şartlar oluştuğunda ve haram işleyenin yaptığının haram olduğunu bilerek ve kasten yaptığında ve maniler kalktığında geçerli olurlar. Bu durumda ona lanet okumak ona verilmiş bir ceza ve tazir olur. Ancak bir kişinin melun (yani lanetli) olduğunu haber vermek manasında lanet okumaya gelince bu caiz değildir. Çünkü tövbe etmiş olabilir veya olduğu hal üzere ölmemiş olabilir veya güzel amel ve belalar gibi ona merhamet ile muamele edilmesini sağlayan sebepler var olabilir veya kendisi için yapılan bir dua kabul görmüş olabilir veya kendisine şefaat edilmiş olabilir veya âlemlerin Rabbi olan Allah’ın merhametine nail olmuş olabilir. Bunun için bu manada (yani lanetli biri olduğunu haber vermek manasına) lanet okumak caiz değildir. Dolayısıyla lanet okumada tafsilat vardır. Yukarıda dediklerimize binaen deriz ki, cezaya müstahak olan muayyen kişiye ceza ve tazir olarak lanet okumak caizdir. Caiz hükmünü vermemiz ise lanet okumanın müstehap veya vacip olduğu veya bir kulluk vesilesi olarak aranması gerektiği manasına gelmez, sadece caiz olduğunu söylüyoruz." ✧══════•❁❀❁•══════✧           ✦ @fecrmedya_2 ✦

İmam ibn Vehb -rahimahullah- şöyle der: "Her hadis sahibinin, fıkıh'da (hadisin nasıl anlaşılacağı hususunda) bir imamı yoksa o kişi sapıktır. Şayet Allah bizi Malik ve Leys ile korumasaydı, biz de sapardık." Takribül Meani ala Metnir Risale, 119 Dikkat edin imam ibn Vehb (r), imam Zuhri (r) veya Nafi (r) veya bir benzeri imamın kitabını okumayı terk eden kişi sapıktır, demiyor -ki bu imamlar Mâlik ve Leys'in de selefi olmasına rağmen- çünkü selefe göre hakka iltizam etmek ancak bir imamın eşliğinde okunan kitabı doğru anlamak/fehtmek ile olur! ✧══════•❁❀❁•══════✧           ✦ @fecrmedya_2 ✦

#YeniTercüme İbrahim (aleyhisselam) ateşe atıldığı sırada cibril ona geldi ve dedi ki: "Ey İbrahim bir hâcetin var mı...?" Şeklinde insanlar arasında meşhur olan kıssanın hiç bir aslı yoktur (uydurmadır). Sabit olan, İbrahim aleyhisselam'ın -cibril ile konuşması olmaksızın- ateşe atıldığında sadece "Hasbunallah ve nimel vekil" dediğidir. Allâme Muhaddis Şeyh Süleyman el Ulvan (Rabb'im onu korusun esaretini çözsün) ✧══════•❁❀❁•══════✧           ✦ @fecrmedya_2 ✦

#YeniTercüme İbrahim (aleyhisselam) ateşe atıldığı sırada cibril ona geldi ve dedi ki: "Ey İbrahim bir hâcetin var mı...?" Şeklinde insanlar arasında meşhur olan kısanın hiç bir aslı yoktur (uydurmadır). Sabit olan -cibril ile konuşması olmaksızın- ateşe atıldığında sadece "Hasbunallah ve nimel vekil" dediğidir. Allâme Muhaddis Şeyh Süleyman el Ulvan فك الله اسره ✧══════•❁❀❁•══════✧           ✦ @fecrmedya_2 ✦

#YeniTercüme Allame Şeyh Ali bin Hudeyr (Rabb'im onu korusun esaretini çözsün) şöyle demiştir: "Tağuta muhakeme olmak istiyorlar..." Nisa, 60 (ayetteki istiyorlar kelimesi) yani rağbet ediyorlar ve meylediyorlar manasındadır. İstiyorlar kelimesinin ayetin manasını doğru anlamakta çok önemli bir konumu vardır. Çünkü kim, severek ve isteyerek tağuta muhakeme olursa işte o, iman ettiğini iddia edenlerdendir." Ayetin rivayet edilen nüzul sebepleri içinde sahih olan et-Tabarani'nin ve el-Vahidi'nin ibni Abbas'tan tahriç ettikleridir. Rivayete göre Yahudiler anlaşmazlıklarını kâhin olan Ebu Burde el-Eslemi'ye taşırlardı. O da aralarında hükmederdi. Sonra Müslümanlardan bir kişi onun hükmüne başvurunca bu ayet (en-Nisa 60) nazil oldu. El-Heysemi "ravileri sahih hadis ravileridir" demiştir. Şimdi birisi çıkıp şöyle dese: "Zahire göre kâhine muhakeme olan Müslüman sadece "bir kez kâhine muhakemeye gittiği için" kâfir olmuştur." Buna cevaben deriz ki: Burada küfür olan (illet) ona bir kez gitmiş olması değildir. Ancak muhakemeyi kendi istekleri ve tercihleriyle dilediklerinden ötürüdür. Zira Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: "Muhakeme olmak istiyorlar." İstek ise ihtiyara (ihtiyar; yani iki şeyden birini diğerine tercih etmek, seçip ayırmak) delildir. Kim tağutu sever, ister ve ona muhakeme olursa kâfir olur." (el-Mutasar, 299/302 özetle) ✧══════•❁❀❁•══════✧           ✦ @fecrmedya_2 ✦

#صدر_حديثا #ناصر_الفهد التبيين لمخاطر التطبيع على المسلمين لفضيلة الشيخ ناصر بن حمد الفهد حفظه الله لمتابعتنا عبر تويتر https://twitter.com/daralmehbra وللاشتراك في قناتنا على التلغرام : https://t.me/daralmehbra وللتواصل: واتساب : http://wa.me/905368789603 تليغرام : @Alsalaf111

#صدر_حديثا الإيضاح والتبيين في حكم من شك أو توقف في كفر بعض الطواغيت والمرتدين لفضيلة الشيخ أحمد حمود الخالدي تقديم :  فضيلة الشيخ علي بن خضير الخضير لمتابعتنا عبر تويتر https://twitter.com/daralmehbra وللاشتراك في قناتنا على التلغرام : https://t.me/daralmehbra وللتواصل: واتساب : http://wa.me/905368789603 تليغرام : @Alsalaf111